Avrupa Birliği’nin (AB) en yüksek mahkemesi Adalet Divanı, uyguladığı yargı ıslahatları niçiniyle Polonya’nın günlük 1 milyon Euro para cezası ödemesine hükmetti.
Karar, Polonya’nın bağımsız yargıçları cezalandırabilmek için kurulan Anayasa Mahkemesi’ne bağlı Disiplin Şurası’nı kapatmaması niçiniyle verildi.
Bu yılın başında Polonya için Anayasa Mahkemesi Disiplin Şurası’na verilen tartışmalı yetkileri askıya almasını hükmedilmiş fakat bu bugüne kadar gerçekleşmemişti.
Polonya Hükümet Sözcüsü Piotr Muller ise ağır ceza sonucunı “şantaj” olarak nitelendirdi.
Twitter’dan bir paylaşım yapan Muller, yargı düzenlenmelerinin, AB üyesi devletlerin münhasır yetkisi olduğunu tabir etti.
AB, Polonya’da yargıçlar yüksek heyetinin bağımsızlığını tehlikeye sokan ve yargı düzeneğinde hükümet atamalarına imkan veren yargı ıslahatının, AB Sözleşmesi’ne muhalif olduğunu, ötürüsıyla Polonya hükümetinin yargı reformundaki bu uygulamadan vazgeçmesi gerektiğini iletmişti.
Ekim ayı başlarında da, hükümetin talebi üzerine Polonya Anayasa Mahkemesi, AB kanunları ile Polonya Anayasası içindeki ahengi ele aldığı bir incelemede, AB maddelerinin, ulusal yasalar karşısında bağlayıcı nitelikte olduğu tarafındaki temel birlik prensibine temelden alışılmamış olduğuna karar vermişti.
Bu kararla bir arada tansiyon tırmanmıştı. Avrupa Komitesi Lideri Ursula von der Leyen bu sonucun “Avrupa hukuk tertibi birliğine direkt bir meydan okuma” olduğunu söylemişti.
AB kanunları, yargının hükümetten bağımsızlığının Avrupa’nın temel prensiplerinden biri olduğunu tespit ediyor. AB’ye üye ülkelerde hükümetlerin yargıyla oynamalarının “hukuk devletinin altını oymak” manasına geleceğini vurguluyor.
AB ile Polonya hükümeti içinde artan tansiyonun Polonya’nın Birlik üyeliğini riske atabileceğinden telaş ediliyor.
Polonya Anayasa Mahkemesi Disiplin Heyeti, gerekmesi durumunda üst seviye yargıçları cezai yaptırım altına almak için 2018’de kuruldu.
Hükümet bunun yolsuzlukla çaba için gerekli olduğunu söylemiş oldu. Fakat kamuoyunda ise bu sistem, bağımsız yargıçlara aldığı kararlar niçiniyle yaptırım uygulama gücü verebileceği istikametiyle eleştirildi.
Temmuz ayına gelindiğinde ise Avrupa Adalet Divanı, Disiplin Heyeti’nin ne gereğince bağımsız ne de tarafsız olduğunu belirterek heyetin kapatılmasına hükmetti.
Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, “Brüksel ‘kafamıza silah dayayarak’ taleplerde bulunuyor” kelamlarıyla sonucu eleştirdi.
AB kurumlarının ülkesine yargı sistemini nasıl organize edeceğini söyleme konusunda rastgele bir hakkı olmadığını savunan Morawiecki, birebir vakitte Disiplin Şurası’nı kapatmayı kabul etti fakat hiç bir tarih vermedi.
BBC Varşova muhabiri Adam Easton, Anayasa Mahkemesi’nin Disiplin Heyeti’ne yeni davalar vermeyi bıraktığını lakin şuranın hali hazırdaki davaları görmeyi devam ettiğini bildirdi.
Tansiyonda, Avrupa Komitesi’nin Polonya’ya verilmesine çabucak hemen onay vermemiş olduğu ve bu uyuşmazlık çözülene kadar da onay vermeyebileceği 57 milyar euroluk ekonomik dayanak paketi kıymetli bir faktör.
Ursula von der Leyen, 19 Ekim’de Avrupa Parlamentosu oturumunda yaptığı konuşmada, Polonya’ya yönelik maddi yaptırımlardan bahsetmiş ve “Bunlar Avrupalı vergi mükelleflerinin parası. AB, pandemi daha sonrası kolektif bir toparlanma için hiç olmadığı kadar yatırım yaparken, bütçeyi kanun ihlallerinden müdafaamız gerekiyor. Öteki seçenek de Polonya’nın AB kararlarındaki oy hakkını dondurmak” diye konuşmuştu.
Von der Leyen’in akabinde kürsüye çıkan Morawiecki ise “Yaptırımlardan bahsedilmesi kabul edilemez” demişti.
Salı günü yayımlanan bir ankete göre, Polonyalıların yüzde 40,8’i hükümetlerinin AB karşısında yenilgiyi kabul etmesi ve tartışmaları sonlandırması gerektiğini düşünüyor. Yüzde 32,5’i ise uzlaşıya gidilmesi gerektiği fikrine sahip.
Adalet Divanı, aldığı son kararla birlikte Polonya’nın Disiplin Konseyi’ni askıya alacağı yahut geleceğine ait son karara varacağı güne kadar günlük 1 milyon Euro’luk ödemesini hükmetti.
Adalet Divanı Lider Yardımcısı, sonucun AB yasal sistemine ve hukukun üstünlüğü üzere pahalara önemli ve onarılamaz ziyan vermemesi ismine uygulanmasının kıymetli olduğunu söylemiş oldu.
Polonya Adalet Bakan Yardımcısı Sebastian Kaleta ise sonucun “Polonya Anayasası’nı ve Polonya Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını büsbütün göz gerisi ettiğini ve yok saydığını” belirtti.
Karar, Polonya’nın bağımsız yargıçları cezalandırabilmek için kurulan Anayasa Mahkemesi’ne bağlı Disiplin Şurası’nı kapatmaması niçiniyle verildi.
Bu yılın başında Polonya için Anayasa Mahkemesi Disiplin Şurası’na verilen tartışmalı yetkileri askıya almasını hükmedilmiş fakat bu bugüne kadar gerçekleşmemişti.
Polonya Hükümet Sözcüsü Piotr Muller ise ağır ceza sonucunı “şantaj” olarak nitelendirdi.
Twitter’dan bir paylaşım yapan Muller, yargı düzenlenmelerinin, AB üyesi devletlerin münhasır yetkisi olduğunu tabir etti.
AB, Polonya’da yargıçlar yüksek heyetinin bağımsızlığını tehlikeye sokan ve yargı düzeneğinde hükümet atamalarına imkan veren yargı ıslahatının, AB Sözleşmesi’ne muhalif olduğunu, ötürüsıyla Polonya hükümetinin yargı reformundaki bu uygulamadan vazgeçmesi gerektiğini iletmişti.
Ekim ayı başlarında da, hükümetin talebi üzerine Polonya Anayasa Mahkemesi, AB kanunları ile Polonya Anayasası içindeki ahengi ele aldığı bir incelemede, AB maddelerinin, ulusal yasalar karşısında bağlayıcı nitelikte olduğu tarafındaki temel birlik prensibine temelden alışılmamış olduğuna karar vermişti.
Bu kararla bir arada tansiyon tırmanmıştı. Avrupa Komitesi Lideri Ursula von der Leyen bu sonucun “Avrupa hukuk tertibi birliğine direkt bir meydan okuma” olduğunu söylemişti.
AB kanunları, yargının hükümetten bağımsızlığının Avrupa’nın temel prensiplerinden biri olduğunu tespit ediyor. AB’ye üye ülkelerde hükümetlerin yargıyla oynamalarının “hukuk devletinin altını oymak” manasına geleceğini vurguluyor.
AB ile Polonya hükümeti içinde artan tansiyonun Polonya’nın Birlik üyeliğini riske atabileceğinden telaş ediliyor.
- Polonya’da Anayasa Mahkemesi, AB hukukunun ulusal mevzuata üstünlüğünü reddetti
- AB ‘Polonya’ya yaptırımlar masada’ diyor, Varşova birliği ‘şantaj yapmakla’ suçluyor
- Polonya’da AB’den ayrılık korkuları birlik yanlılarını sokaklara döktü
Polonya Anayasa Mahkemesi Disiplin Heyeti, gerekmesi durumunda üst seviye yargıçları cezai yaptırım altına almak için 2018’de kuruldu.
Hükümet bunun yolsuzlukla çaba için gerekli olduğunu söylemiş oldu. Fakat kamuoyunda ise bu sistem, bağımsız yargıçlara aldığı kararlar niçiniyle yaptırım uygulama gücü verebileceği istikametiyle eleştirildi.
Temmuz ayına gelindiğinde ise Avrupa Adalet Divanı, Disiplin Heyeti’nin ne gereğince bağımsız ne de tarafsız olduğunu belirterek heyetin kapatılmasına hükmetti.
Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, “Brüksel ‘kafamıza silah dayayarak’ taleplerde bulunuyor” kelamlarıyla sonucu eleştirdi.
AB kurumlarının ülkesine yargı sistemini nasıl organize edeceğini söyleme konusunda rastgele bir hakkı olmadığını savunan Morawiecki, birebir vakitte Disiplin Şurası’nı kapatmayı kabul etti fakat hiç bir tarih vermedi.
BBC Varşova muhabiri Adam Easton, Anayasa Mahkemesi’nin Disiplin Heyeti’ne yeni davalar vermeyi bıraktığını lakin şuranın hali hazırdaki davaları görmeyi devam ettiğini bildirdi.
Tansiyonda, Avrupa Komitesi’nin Polonya’ya verilmesine çabucak hemen onay vermemiş olduğu ve bu uyuşmazlık çözülene kadar da onay vermeyebileceği 57 milyar euroluk ekonomik dayanak paketi kıymetli bir faktör.
Ursula von der Leyen, 19 Ekim’de Avrupa Parlamentosu oturumunda yaptığı konuşmada, Polonya’ya yönelik maddi yaptırımlardan bahsetmiş ve “Bunlar Avrupalı vergi mükelleflerinin parası. AB, pandemi daha sonrası kolektif bir toparlanma için hiç olmadığı kadar yatırım yaparken, bütçeyi kanun ihlallerinden müdafaamız gerekiyor. Öteki seçenek de Polonya’nın AB kararlarındaki oy hakkını dondurmak” diye konuşmuştu.
Von der Leyen’in akabinde kürsüye çıkan Morawiecki ise “Yaptırımlardan bahsedilmesi kabul edilemez” demişti.
Salı günü yayımlanan bir ankete göre, Polonyalıların yüzde 40,8’i hükümetlerinin AB karşısında yenilgiyi kabul etmesi ve tartışmaları sonlandırması gerektiğini düşünüyor. Yüzde 32,5’i ise uzlaşıya gidilmesi gerektiği fikrine sahip.
Adalet Divanı, aldığı son kararla birlikte Polonya’nın Disiplin Konseyi’ni askıya alacağı yahut geleceğine ait son karara varacağı güne kadar günlük 1 milyon Euro’luk ödemesini hükmetti.
Adalet Divanı Lider Yardımcısı, sonucun AB yasal sistemine ve hukukun üstünlüğü üzere pahalara önemli ve onarılamaz ziyan vermemesi ismine uygulanmasının kıymetli olduğunu söylemiş oldu.
Polonya Adalet Bakan Yardımcısı Sebastian Kaleta ise sonucun “Polonya Anayasası’nı ve Polonya Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını büsbütün göz gerisi ettiğini ve yok saydığını” belirtti.