İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, ABD ve Avustralya ile imzalanan ve AUKUS Paktı olarak isimlendirilen güvenlik muahedesinin yüzlerce yeni iş imkanı yaratabileceğini söylemiş oldu.
Güvenlik mutabakatı ABD ve İngiltere’nin Avustralya’ya nükleer güç ile çalışan denizaltı yapmak için teknoloji transferi yapmasını da içeriyor.
Dışişleri Bakanlığı bakılırsavine bu hafta başlayan Truss, İngiltere’nin çıkarlarını müdafaa konusunda “inatçı” olmaya devam edeceğini belirtti.
Sunday Telegraph gazetesine bahisle ilgili bir makale yazan Truss, bu mutabakat ile İngiltere’nin Hint-Pasifik bölgesi istikrarına verdiği kıymeti gösterdiğini söylemiş oldu:
“Özgürlüklerin korunması gerekir bu yüzden dünyanın dört bir yanında kuvvetli güvenlik bağları kuruyoruz.
“Bu yalnızca kavramsal bir dış siyaset değil beraberinde benzeri görüşlere sahip ülkelerle iştirakler yapıp, ortak kıymetler ve ortak çıkarlar üzerine koalisyonlar kurarak, İngiltere ve ötesindeki insanlara hizmet etmektir.”
Truss bu mutabakatın İngiltere’nin güvenliğini artırdığını, ülkedeki fabrikalar ve tersanelerde yüzlerce uzmanlık gerektiren iş imkanı yaratabileceğini de ekledi.
Bu mutabakat kararında, Avustralya ile yapmış olduğu denizaltı mutabakatı iptal edilen Fransa ile tenkitlerine devam ediyor.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, tarihlerinde birinci kez ABD’deki büyükelçilerini çağırdıklarını hatırlattı ve “Bu iki ülke içindeki krizin boyutunu gösteriyor” dedi.
İngiltere’deki büyükelçilerini çağırmaya gerek duymadıklarını, zira İngiltere’nin “her vakit fırsatçı olduğunu” belirten Le Drian “Bütün bu öyküde İngiltere’ye düşen rol yancılık üzere olmuş” diye konuştu.
Bakan Le Drian, ABD ve Avustralya’yı yalancılıkla suçladı.
Avustralya Başbakanı Scott Morrison ise ülkesinin çıkarlarını savunduğunu söylemiş oldu.
Morrison, Fransa ile 2016’da imzalanan ve 37 milyar dolar karşılığında 12 klasik denizaltı inşasını öngoren muahedenin Avustralya’nın stratejik çıkarlarına uygun olmadığını ve Fransa’nın da bunu bilmesi gerektiğini belirtti.
Morrison “Tabii ki bu Fransız hükümeti için büyük bir hayal kırıklığı, bunu anlıyorum” dedi ve ekledi:
“Fakat beraberinde Avustralya’nın her bağımsız ulus üzere kendi ulusal çıkarlarına uygun karar almaya hakkı vardır.”
Birtakım uzmanlar da mutabakatın Çin’i provoke edeceği ve bölgedeki savaş riskini artırdığı görüşünde.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian, mutabakatla ABD ve İngiltere’nin Avustralya’ya nükleer teknoloji dayanağı vermesinin “büyük bir sorumsuzluk” olduğunu söylemişti.
Avustralya bu muahede ile nükleer denizaltıya sahip yedinci ülke olacak.
Güvenlik mutabakatı ABD ve İngiltere’nin Avustralya’ya nükleer güç ile çalışan denizaltı yapmak için teknoloji transferi yapmasını da içeriyor.
Dışişleri Bakanlığı bakılırsavine bu hafta başlayan Truss, İngiltere’nin çıkarlarını müdafaa konusunda “inatçı” olmaya devam edeceğini belirtti.
Sunday Telegraph gazetesine bahisle ilgili bir makale yazan Truss, bu mutabakat ile İngiltere’nin Hint-Pasifik bölgesi istikrarına verdiği kıymeti gösterdiğini söylemiş oldu:
“Özgürlüklerin korunması gerekir bu yüzden dünyanın dört bir yanında kuvvetli güvenlik bağları kuruyoruz.
“Bu yalnızca kavramsal bir dış siyaset değil beraberinde benzeri görüşlere sahip ülkelerle iştirakler yapıp, ortak kıymetler ve ortak çıkarlar üzerine koalisyonlar kurarak, İngiltere ve ötesindeki insanlara hizmet etmektir.”
Truss bu mutabakatın İngiltere’nin güvenliğini artırdığını, ülkedeki fabrikalar ve tersanelerde yüzlerce uzmanlık gerektiren iş imkanı yaratabileceğini de ekledi.
Bu mutabakat kararında, Avustralya ile yapmış olduğu denizaltı mutabakatı iptal edilen Fransa ile tenkitlerine devam ediyor.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, tarihlerinde birinci kez ABD’deki büyükelçilerini çağırdıklarını hatırlattı ve “Bu iki ülke içindeki krizin boyutunu gösteriyor” dedi.
İngiltere’deki büyükelçilerini çağırmaya gerek duymadıklarını, zira İngiltere’nin “her vakit fırsatçı olduğunu” belirten Le Drian “Bütün bu öyküde İngiltere’ye düşen rol yancılık üzere olmuş” diye konuştu.
Bakan Le Drian, ABD ve Avustralya’yı yalancılıkla suçladı.
Avustralya Başbakanı Scott Morrison ise ülkesinin çıkarlarını savunduğunu söylemiş oldu.
Morrison, Fransa ile 2016’da imzalanan ve 37 milyar dolar karşılığında 12 klasik denizaltı inşasını öngoren muahedenin Avustralya’nın stratejik çıkarlarına uygun olmadığını ve Fransa’nın da bunu bilmesi gerektiğini belirtti.
Morrison “Tabii ki bu Fransız hükümeti için büyük bir hayal kırıklığı, bunu anlıyorum” dedi ve ekledi:
“Fakat beraberinde Avustralya’nın her bağımsız ulus üzere kendi ulusal çıkarlarına uygun karar almaya hakkı vardır.”
Birtakım uzmanlar da mutabakatın Çin’i provoke edeceği ve bölgedeki savaş riskini artırdığı görüşünde.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian, mutabakatla ABD ve İngiltere’nin Avustralya’ya nükleer teknoloji dayanağı vermesinin “büyük bir sorumsuzluk” olduğunu söylemişti.
Avustralya bu muahede ile nükleer denizaltıya sahip yedinci ülke olacak.