Karar muharriri Ahmet Taşgetiren, “Koca koca hamaset telaffuzlarına de yönelmeden… her insanın ortasından şimdilerde ‘Keşke Kazakistan’da Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) bir şeyler yapabilseydi, ya da keşke Kazakistan ve gibisi yurtlarda halkın boğulmadığı daha sağlıklı idareler oluşsaydı’, duygusu – isteği, geçmiyor mu?” fikrini lisana getirdi.
Taşgetiren yazısında, “Geldik geldik, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üzere bir yeni oluşuma kadar geldik. Bu değerli bir adımdı, doğal ki içi doldurulursa… Aslında bu kardeş coğrafya ile ilgide her şey varıp “içi doldurulursa”ya dayanıyor. İlgi var, platonik sevgi var, kardeşlik var, lakin içi doldurulursa… “İç doldurma” işini Ruslar yapıyor örneğin… Tahminen Çin yapıyor yatırımlarla… Bölgeyi Amerika kadar biliyor muyuz, Rusya ya da Çin kadar? Alın Kazakistan’ı örneğin, orada en çok biz mi varız Ruslar ya da Çinliler mi?” fikrini lisana getirdi.
Taşgetiren şu sözleri kullandı:
“Kırım’da rahatsızız Rusya’dan, artık iddia etmek kolay olsa gerek ki, Kazakistan’da da rahatsızız. Bakmayın siz, bizdeki Çin perestroykası(!)nın manşetlerden zafer naraları atmasına? Her fırsatta olduğu üzere Kazakistan olayında bile Doğu Türkistanlılara Çin ağzı ile vurmasına, ancak bizim devlet aklında Kazakistan’a yığınak yapan Rus varlığından rahatsız olunduğunu öngörmek güç olmasa gerek. Tıpkı içimizin bir yerlerinde Kırım işgalinin depreşiyor olması üzere.
Şunu derim: Bunlar ince iş. Ne kadar tarih, kültür, inanç birlikteliği hatta kardeşliği mevcut olursa olsun, vakit ortasında tarlalar farklı güçlerce sürülüyor ve oralara uygun yapılar – takımlar yerleştiriliyor. Uzun ve ince iş. Sabırla örmek gerekiyor ilmekleri. O denli koca koca hamaset telaffuzlarına de yönelmeden… her insanın ortasından şimdilerde “Keşke Kazakistan’da Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) bir şeyler yapabilseydi, ya da keşke Kazakistan ve gibisi yurtlarda halkın boğulmadığı daha sağlıklı idareler oluşsaydı”, duygusu – dileği, geçmiyor mu? Ne vakit olacak o?”
Taşgetiren yazısında, “Geldik geldik, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üzere bir yeni oluşuma kadar geldik. Bu değerli bir adımdı, doğal ki içi doldurulursa… Aslında bu kardeş coğrafya ile ilgide her şey varıp “içi doldurulursa”ya dayanıyor. İlgi var, platonik sevgi var, kardeşlik var, lakin içi doldurulursa… “İç doldurma” işini Ruslar yapıyor örneğin… Tahminen Çin yapıyor yatırımlarla… Bölgeyi Amerika kadar biliyor muyuz, Rusya ya da Çin kadar? Alın Kazakistan’ı örneğin, orada en çok biz mi varız Ruslar ya da Çinliler mi?” fikrini lisana getirdi.
Taşgetiren şu sözleri kullandı:
“Kırım’da rahatsızız Rusya’dan, artık iddia etmek kolay olsa gerek ki, Kazakistan’da da rahatsızız. Bakmayın siz, bizdeki Çin perestroykası(!)nın manşetlerden zafer naraları atmasına? Her fırsatta olduğu üzere Kazakistan olayında bile Doğu Türkistanlılara Çin ağzı ile vurmasına, ancak bizim devlet aklında Kazakistan’a yığınak yapan Rus varlığından rahatsız olunduğunu öngörmek güç olmasa gerek. Tıpkı içimizin bir yerlerinde Kırım işgalinin depreşiyor olması üzere.
Şunu derim: Bunlar ince iş. Ne kadar tarih, kültür, inanç birlikteliği hatta kardeşliği mevcut olursa olsun, vakit ortasında tarlalar farklı güçlerce sürülüyor ve oralara uygun yapılar – takımlar yerleştiriliyor. Uzun ve ince iş. Sabırla örmek gerekiyor ilmekleri. O denli koca koca hamaset telaffuzlarına de yönelmeden… her insanın ortasından şimdilerde “Keşke Kazakistan’da Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) bir şeyler yapabilseydi, ya da keşke Kazakistan ve gibisi yurtlarda halkın boğulmadığı daha sağlıklı idareler oluşsaydı”, duygusu – dileği, geçmiyor mu? Ne vakit olacak o?”