İsrail’de muhalif partilerin kurduğu koalisyon hükümetinin Mecliste itimat oyu almasıyla 12 yıllık Binyamin Netanyahu periyodu bitmiş oldu. Gazeteci- muharrir Murat Ehil, “Netanyahu iktidarının demokratik yollardan son bulması Ortadoğu istikrarları bakımından da değerli bir gelişme görülmeli” fikrini lisana getirdi.
Yazısında, Netanyahu’nun portresine yer veren Ehil, “Biden idaresi de Birleşmiş Milletler’den İsrail’i kınayıp yaptırım öngoren bir karar çıkmasını evvelki ABD idareler üzere engelledi. Fakat Gazze’de Filistinlilerin meskenlerinin başına yıkıldığı operasyona ABD kamuoyu dahil milletlerarası reaksiyonlar kadar İsrail ortasından de reaksiyonlar yükseldi. Bir yandan hakkında yolsuzluk soruşturmaları yürütülen Netanyahu aleyhine bir ittifakın kurulmasına yol açtı.” değerlendirmesini yaptı.
Ehil şu tabirleri kullandı:
“İttifakta sağ ve sol partilerin yanı sıra birinci kere bir Arap partisi de yer aldı. Son iki yılda 4 defa seçime giden ve her seferinde pazarlık hareketleriyle başta kalmayı beceren Netanyahu’nun ittifakı bölme teşebbüsleri muvaffakiyete ulaşmadı. Sağcı Naftali Bennet başkanlığında kurulan hükümetin en kıymetli vaatleri içinde hiç değilse iki yıl seçime gidilmemesi, seçimin vaktinde yapılması da bulunuyor.
Görünüşte İsrail’de demokratik sistem işliyor; yani ülkeyi yönetenler demokratik yollardan değişebiliyor, ülkeyi yönetenler yargı karşısına çıkarılabiliyor mesela. Fakat Filistinlilerin can güvenliklerinin egemenliklerinin, hak ve özgürlüklerinin her an tehdit altında olduğu bir nizamın kendi ortasında çalışan bir hukuk işleyişine sahip olması o sistemi adil ve demokratik yapar mı? Sorun biraz da budur.
Her halükârda, Netanyahu iktidarının demokratik yollardan son bulması Orta Doğu istikrarları bakımından da değerli bir gelişme görülmeli. Bakalım yeni İsrail koalisyonunda Arap Ra’am Partisinin sağcı ve solcu partilerle bir arada yer alması Filistinlilerin ömrünü kolaylaştıracak mı?”
Yazısında, Netanyahu’nun portresine yer veren Ehil, “Biden idaresi de Birleşmiş Milletler’den İsrail’i kınayıp yaptırım öngoren bir karar çıkmasını evvelki ABD idareler üzere engelledi. Fakat Gazze’de Filistinlilerin meskenlerinin başına yıkıldığı operasyona ABD kamuoyu dahil milletlerarası reaksiyonlar kadar İsrail ortasından de reaksiyonlar yükseldi. Bir yandan hakkında yolsuzluk soruşturmaları yürütülen Netanyahu aleyhine bir ittifakın kurulmasına yol açtı.” değerlendirmesini yaptı.
Ehil şu tabirleri kullandı:
“İttifakta sağ ve sol partilerin yanı sıra birinci kere bir Arap partisi de yer aldı. Son iki yılda 4 defa seçime giden ve her seferinde pazarlık hareketleriyle başta kalmayı beceren Netanyahu’nun ittifakı bölme teşebbüsleri muvaffakiyete ulaşmadı. Sağcı Naftali Bennet başkanlığında kurulan hükümetin en kıymetli vaatleri içinde hiç değilse iki yıl seçime gidilmemesi, seçimin vaktinde yapılması da bulunuyor.
Görünüşte İsrail’de demokratik sistem işliyor; yani ülkeyi yönetenler demokratik yollardan değişebiliyor, ülkeyi yönetenler yargı karşısına çıkarılabiliyor mesela. Fakat Filistinlilerin can güvenliklerinin egemenliklerinin, hak ve özgürlüklerinin her an tehdit altında olduğu bir nizamın kendi ortasında çalışan bir hukuk işleyişine sahip olması o sistemi adil ve demokratik yapar mı? Sorun biraz da budur.
Her halükârda, Netanyahu iktidarının demokratik yollardan son bulması Orta Doğu istikrarları bakımından da değerli bir gelişme görülmeli. Bakalım yeni İsrail koalisyonunda Arap Ra’am Partisinin sağcı ve solcu partilerle bir arada yer alması Filistinlilerin ömrünü kolaylaştıracak mı?”