Hürriyet muharriri Sedat Ergin, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı olumsuz bir rol oynamasına karşın, Brüksel’de Ankara için dengeleyici bir rol oynadığına dikkat çekti.
Ergin, bugünkü yazısında Almanya’da Merkel devrinin kapanmasına haftalar kalırken Alman başkanın Türkiye-AB ilgilerinde oynadığı rolü kıymetlendirdi.
Ergin, “Geçen yıl Doğu Akdeniz’de yaşanan büyük tansiyonda Fransa-Yunanistan ikilisinin başını çektiği cephenin Türkiye’ye ambargo uygulanması yolundaki eforları Almanya tarafınca önemli bir biçimde dengelenmiştir” değerlendirmesinde bulundu.
Sedat Ergin’in yazısının ilgili kısmı şöyleki:
Bu ortada, tam üyelik konusunda oynadığı olumsuz role karşılık, Merkel’in AB ortasında Türkiye’yi amaç alan birtakım dinamikleri dizginlemede azımsanmayacak bir fonksiyon gördüğünü de teslim etmek gerekir. Bu çerçevede geçen yıl Doğu Akdeniz’de yaşanan büyük tansiyonda Fransa-Yunanistan ikilisinin başını çektiği cephenin Türkiye’ye ambargo uygulanması yolundaki gayretleri Almanya tarafınca önemli bir biçimde dengelenmiştir.
Merkel, bunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile fazlaca yakın bir diyalog yürüterek yapmıştır. Bu süreci, Türkiye’nin araştırma gemilerini ve onlara refakat eden donanma ögelerini Doğu Akdeniz’de karşılıklı hak tezleri niçiniyle tansiyona yol açan bölgelerden çekmesi ve akabinde Ankara ile Atina içinde müzakerelerin başlaması yolundaki adımlar izlemiştir.
Sonuçta Merkel’in Türkiye siyasetinde son devirdeki evvelari mülteciler ve Doğu Akdeniz uyuşmazlıklarına odaklanmak olmuştur. Bilhassa tam üyelik müzakerelerinin durduğu bir periyotta, Türkiye-Avrupa münasebetlerinin “pahalar” boyutu Merkel’in kendisine sıkıntı ettiği bir alan olmamıştır. Türkiye, demokrasi ve hukukun üstünlüğü alanlarındaki problemler niçiniyle Avrupa’daki birfazlaca etraftan ve Avrupa kurumlarından tenkitler alırken, Merkel bu konularda bir taahhüt ortasında görünmemiştir.
Türkiye ile Almanya ve AB içindeki bağların yüklü ve karmaşık bir gündemi var. Bu sıkıntı gündemin bu ay sonunda Merkel’in koltuğuna oturacak halefinin masasındaki dış siyaset evrakları ortasında ağır bir meşguliyet alanı oluşturacağını şimdiden söyleyebiliriz.
Ergin, bugünkü yazısında Almanya’da Merkel devrinin kapanmasına haftalar kalırken Alman başkanın Türkiye-AB ilgilerinde oynadığı rolü kıymetlendirdi.
Ergin, “Geçen yıl Doğu Akdeniz’de yaşanan büyük tansiyonda Fransa-Yunanistan ikilisinin başını çektiği cephenin Türkiye’ye ambargo uygulanması yolundaki eforları Almanya tarafınca önemli bir biçimde dengelenmiştir” değerlendirmesinde bulundu.
Sedat Ergin’in yazısının ilgili kısmı şöyleki:
Bu ortada, tam üyelik konusunda oynadığı olumsuz role karşılık, Merkel’in AB ortasında Türkiye’yi amaç alan birtakım dinamikleri dizginlemede azımsanmayacak bir fonksiyon gördüğünü de teslim etmek gerekir. Bu çerçevede geçen yıl Doğu Akdeniz’de yaşanan büyük tansiyonda Fransa-Yunanistan ikilisinin başını çektiği cephenin Türkiye’ye ambargo uygulanması yolundaki gayretleri Almanya tarafınca önemli bir biçimde dengelenmiştir.
Merkel, bunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile fazlaca yakın bir diyalog yürüterek yapmıştır. Bu süreci, Türkiye’nin araştırma gemilerini ve onlara refakat eden donanma ögelerini Doğu Akdeniz’de karşılıklı hak tezleri niçiniyle tansiyona yol açan bölgelerden çekmesi ve akabinde Ankara ile Atina içinde müzakerelerin başlaması yolundaki adımlar izlemiştir.
Sonuçta Merkel’in Türkiye siyasetinde son devirdeki evvelari mülteciler ve Doğu Akdeniz uyuşmazlıklarına odaklanmak olmuştur. Bilhassa tam üyelik müzakerelerinin durduğu bir periyotta, Türkiye-Avrupa münasebetlerinin “pahalar” boyutu Merkel’in kendisine sıkıntı ettiği bir alan olmamıştır. Türkiye, demokrasi ve hukukun üstünlüğü alanlarındaki problemler niçiniyle Avrupa’daki birfazlaca etraftan ve Avrupa kurumlarından tenkitler alırken, Merkel bu konularda bir taahhüt ortasında görünmemiştir.
Türkiye ile Almanya ve AB içindeki bağların yüklü ve karmaşık bir gündemi var. Bu sıkıntı gündemin bu ay sonunda Merkel’in koltuğuna oturacak halefinin masasındaki dış siyaset evrakları ortasında ağır bir meşguliyet alanı oluşturacağını şimdiden söyleyebiliriz.