4. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın basın danışmanı Ali Bizden, “milli güvenliğe aykırı” denilerek Türkiye’ye alınmaması ve adaya gönderilmesiyle ilgili olarak, 100 yaşına 2 kala Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ulusal güvenlik tehdit algısının düştüğü bu acınası düzey ve Atatürk Türkiye’sinin sürüklendiği hâl için fazlaca üzgünüm” yazdı.
Bizden, kendisiyle ilgili 5 yıl Türkiye’ye giriş yasağı sonucunın 8 Eylül 2020’de alındığını, lakin kendisinin karardan bu hafta Sabiha Gökçen’e iniş yaptığında haberdar olduğunu belirtti.
Hususla ilgili şahsi internet sitesinde bir açıklama yapan Bizden, ”Eşitlik, özgürlük ve güvenlik her toplumun, her halkın, her milletin varoluşsal en doğal hakkıdır ha? Bu niyete sahip olmanın ve bu niyete sahip olanlara yakın bile olmanın cezasıyla bedeli olacağını açıkça söylemişlerdi; vadesi gelen kim var ise tahsilata devam ediyorlar yetenekli bir intizamla maşallah şıkır şıkır…” diye devam etti.
Bizden’in açıklaması şöyleki:
8 Eylül 2020’de verilen talimatla ‘milli güvenliğe muhalif davranış’ ithamı ile Tükiye’ye 5 yıl boyunca giriş yasaklı olduğumu 6 Temmuz 2021 gecesi İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı pasaport denetim noktasında öğrendim. Yaklaşık 11 saat boyunca “Kabul Edilemez Yolcular Odası”nda kilit altında tutuldum, kimlik kartıma, telefonuma ve sırt çantama el kondu.
Sebep? 4.5 yıl boyunca Kıbrıs Türk Halkı’nın %65 dayanakla seçtiği Cumhurbaşkanımız Mustafa Akıncı’nın bağlantı danışmanı olarak, KKTC Cumhurbaşkanlığı’nda kontratlı kamu işçisi statüsünde nazaranv yaptım. Yetmiş! Eşitlik, özgürlük ve güvenlik her toplumun, her halkın, her milletin varoluşsal en doğal hakkıdır ha? Bu kanıya sahip olmanın ve bu niyete sahip olanlara yakın bile olmanın cezasıyla bedeli olacağını açıkça söylemişlerdi; vadesi gelen kim var ise tahsilata devam ediyorlar uzman bir intizamla maşallah şıkır şıkır…
100 yaşına 2 kala Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ulusal güvenlik tehdit algısının düştüğü bu acınası düzey ve Atatürk Türkiye’sinin sürüklendiği hâl için fazlaca üzgünüm. Lakin bir yere kadar…
“Milli güvenlik tehdidi” olduğum argümanıyla Türkiye’ye teşebbüs engellenerek Kıbrıs’a gönderildiğim uçağın tekerleği bu sabah 9 sıralarında Türkiye topraklarıyla teması kesti.
İnsanın, şuursuz şaklabanlara çakma taç takılan, yarım yamalak da olsa şimdilik gidebilecek hala bir memleketi olması hoş.
Değinmeden geçmemem gereken küçük son bir nokta var: Rezaleti aklamak gayesiyle günah keçisi yaratmak için “eyi gelsin gendine, kim bilir bu işin ardında ne var da bilmeyik, vatan haini, Türkiye düşmanı, Rumcu, algı operasyonu, beşinci kol, iç mihraklar, bize de daima yapılıyor bu biçimde şeyler, birinci değil ya, abartmayın” üzere ahmakça şeyleri konuşması bakılırsav gereği gerek edecek olan tüm Kıbrıslıtürkleri vallahi peşinen affediyorum. Zira onların günahlarını, kainat yaratıldığı günden bugüne gelip geçen tarihin tüm keçileri güç birliği yapıp ittifak kursa taşıyamaz; bir de ben yük yüklemek istemem ne bu dünyada ne ahirette kendilerine.
Arayan soran tüm dostlara değerli alakaları için içtenlikle müteşekkirim.
Türkiye’nin düşürüldüğü bu utanç verici duruma ait dediğim ve diyeceğim yalnızca ve yalnızca bunlardır. Diğerlerinin utancı üzerine vaziyeti izah mecburiyeti fazlası konuşmak bana zul gelir.
Karaktere suikast teğet geçti. Sıradaki?
Bizden, kendisiyle ilgili 5 yıl Türkiye’ye giriş yasağı sonucunın 8 Eylül 2020’de alındığını, lakin kendisinin karardan bu hafta Sabiha Gökçen’e iniş yaptığında haberdar olduğunu belirtti.
Hususla ilgili şahsi internet sitesinde bir açıklama yapan Bizden, ”Eşitlik, özgürlük ve güvenlik her toplumun, her halkın, her milletin varoluşsal en doğal hakkıdır ha? Bu niyete sahip olmanın ve bu niyete sahip olanlara yakın bile olmanın cezasıyla bedeli olacağını açıkça söylemişlerdi; vadesi gelen kim var ise tahsilata devam ediyorlar yetenekli bir intizamla maşallah şıkır şıkır…” diye devam etti.
Bizden’in açıklaması şöyleki:
8 Eylül 2020’de verilen talimatla ‘milli güvenliğe muhalif davranış’ ithamı ile Tükiye’ye 5 yıl boyunca giriş yasaklı olduğumu 6 Temmuz 2021 gecesi İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı pasaport denetim noktasında öğrendim. Yaklaşık 11 saat boyunca “Kabul Edilemez Yolcular Odası”nda kilit altında tutuldum, kimlik kartıma, telefonuma ve sırt çantama el kondu.
Sebep? 4.5 yıl boyunca Kıbrıs Türk Halkı’nın %65 dayanakla seçtiği Cumhurbaşkanımız Mustafa Akıncı’nın bağlantı danışmanı olarak, KKTC Cumhurbaşkanlığı’nda kontratlı kamu işçisi statüsünde nazaranv yaptım. Yetmiş! Eşitlik, özgürlük ve güvenlik her toplumun, her halkın, her milletin varoluşsal en doğal hakkıdır ha? Bu kanıya sahip olmanın ve bu niyete sahip olanlara yakın bile olmanın cezasıyla bedeli olacağını açıkça söylemişlerdi; vadesi gelen kim var ise tahsilata devam ediyorlar uzman bir intizamla maşallah şıkır şıkır…
100 yaşına 2 kala Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ulusal güvenlik tehdit algısının düştüğü bu acınası düzey ve Atatürk Türkiye’sinin sürüklendiği hâl için fazlaca üzgünüm. Lakin bir yere kadar…
“Milli güvenlik tehdidi” olduğum argümanıyla Türkiye’ye teşebbüs engellenerek Kıbrıs’a gönderildiğim uçağın tekerleği bu sabah 9 sıralarında Türkiye topraklarıyla teması kesti.
İnsanın, şuursuz şaklabanlara çakma taç takılan, yarım yamalak da olsa şimdilik gidebilecek hala bir memleketi olması hoş.
Değinmeden geçmemem gereken küçük son bir nokta var: Rezaleti aklamak gayesiyle günah keçisi yaratmak için “eyi gelsin gendine, kim bilir bu işin ardında ne var da bilmeyik, vatan haini, Türkiye düşmanı, Rumcu, algı operasyonu, beşinci kol, iç mihraklar, bize de daima yapılıyor bu biçimde şeyler, birinci değil ya, abartmayın” üzere ahmakça şeyleri konuşması bakılırsav gereği gerek edecek olan tüm Kıbrıslıtürkleri vallahi peşinen affediyorum. Zira onların günahlarını, kainat yaratıldığı günden bugüne gelip geçen tarihin tüm keçileri güç birliği yapıp ittifak kursa taşıyamaz; bir de ben yük yüklemek istemem ne bu dünyada ne ahirette kendilerine.
Arayan soran tüm dostlara değerli alakaları için içtenlikle müteşekkirim.
Türkiye’nin düşürüldüğü bu utanç verici duruma ait dediğim ve diyeceğim yalnızca ve yalnızca bunlardır. Diğerlerinin utancı üzerine vaziyeti izah mecburiyeti fazlası konuşmak bana zul gelir.
Karaktere suikast teğet geçti. Sıradaki?