Namik
Aktif Üye
ROMA – 26 insan hakları ve sivil toplum kuruluşu ortak bir bildiri yayınlayarak Tunus hükümetine göçmenlerin, özellikle de Sahra altı Afrika’dan gelen ve sayıları 20 binin üzerinde olduğu tahmin edilen göçmenlerin korunmasını sağlamaya ve sosyal ve sistemik ayrımcılığa son vermeye çağrıda bulundu. acı çekiyorlar. İnternet gazetesinden öğrenildi Kapitalis. Açıklama, 22 Mayıs ile ertesi sabah arasındaki gece Sfax şehrinde bir grup gencin göçmenlere düzenlediği saldırının ardından geldi. Saldırıda bir göçmen öldü, dört kişi de yaralandı. Faillerin göçmenleri barındıran bir eve girip onlara saldırdığı bildirildi.
Irkçılığı kışkırtma ortamı. Örgütler, bu son saldırının, Sahra altı Afrika’dan gelen göçmenlere karşı mevcut kışkırtma ve ırkçılık ortamının doğrudan bir sonucu olduğunu söylediler. Açıklamada, hükümetin “idari statüleri ne olursa olsun göçmenleri koruma, fiziksel ve psikolojik sağlıklarını sağlama sorumluluğunu üstlenmesi” gerekiyor. Örgütler ayrıca göçmenlere uygulanan ve haklarının tanınmasını, kullanılmasını ve kullanılmasını engellemeyi amaçlayan her türlü ayrımcılığın ve kısıtlamaların ortadan kaldırılması çağrısında bulundu. Bildiride ayrıca hükümete, göçmenlere yönelik her türlü ırk ayrımcılığı ve saldırıyı önlemek için önlemler alması çağrısında bulunuldu.
Saied’in ayrımcı sürüklenmesi. Tunus Devlet Başkanı Kais Saied, Şubat ayında ülkedeki Sahra altı göçmenlere yönelik ırkçı açıklamalarda bulunarak, onların varlığını “işgal” olarak nitelendirdi ve onları ülkeyi ele geçirip “tamamen Afrikalı” yapmaya çalışmakla suçladı. örgütler, ilerici güçler ve hak grupları olduğunu hatırlıyor. Mart ayında, Avrupa’ya ulaşmaya çalışan en az 14 göçmen, teknelerinin Tunus kıyılarında batması sonucu hayatını kaybetmişti. Sfax’tan ayrılmışlardı. O zamanlar insan hakları örgütleri, Tunuslu yetkililerin göçmenleri taşıyan en az yedi teknenin daha motorlarını zorla çıkardıklarını ve tekneleri saatlerce açık denizde yüzer durumda bıraktıklarını söylediler. Bu botlardan bazılarında bulunan göçmenler, Tunuslu yetkilileri ırkçılıkla suçlamıştı.
Irkçılığı kışkırtma ortamı. Örgütler, bu son saldırının, Sahra altı Afrika’dan gelen göçmenlere karşı mevcut kışkırtma ve ırkçılık ortamının doğrudan bir sonucu olduğunu söylediler. Açıklamada, hükümetin “idari statüleri ne olursa olsun göçmenleri koruma, fiziksel ve psikolojik sağlıklarını sağlama sorumluluğunu üstlenmesi” gerekiyor. Örgütler ayrıca göçmenlere uygulanan ve haklarının tanınmasını, kullanılmasını ve kullanılmasını engellemeyi amaçlayan her türlü ayrımcılığın ve kısıtlamaların ortadan kaldırılması çağrısında bulundu. Bildiride ayrıca hükümete, göçmenlere yönelik her türlü ırk ayrımcılığı ve saldırıyı önlemek için önlemler alması çağrısında bulunuldu.
Saied’in ayrımcı sürüklenmesi. Tunus Devlet Başkanı Kais Saied, Şubat ayında ülkedeki Sahra altı göçmenlere yönelik ırkçı açıklamalarda bulunarak, onların varlığını “işgal” olarak nitelendirdi ve onları ülkeyi ele geçirip “tamamen Afrikalı” yapmaya çalışmakla suçladı. örgütler, ilerici güçler ve hak grupları olduğunu hatırlıyor. Mart ayında, Avrupa’ya ulaşmaya çalışan en az 14 göçmen, teknelerinin Tunus kıyılarında batması sonucu hayatını kaybetmişti. Sfax’tan ayrılmışlardı. O zamanlar insan hakları örgütleri, Tunuslu yetkililerin göçmenleri taşıyan en az yedi teknenin daha motorlarını zorla çıkardıklarını ve tekneleri saatlerce açık denizde yüzer durumda bıraktıklarını söylediler. Bu botlardan bazılarında bulunan göçmenler, Tunuslu yetkilileri ırkçılıkla suçlamıştı.